Truva ( Troy, Troia )

Troy (Truva, Troia) kenti Homeros’un Odyssey ve  İlyada destanında adı geçen tahta Truva atı ile ünlü bir tarihi alandır. Truva  Çanakkale şehirine 30 km ve Çanakkale boğazının iç kesimlere bazı yaklaşık 5 km mesafededir.

Truva  yıllarca efsanevi bir şehir olarak algılanılıp varlığından şüphe duyulmuştur. Günümüzde, Truva tarihsel olarak çok iyi belgelenmiştir ve hakkında pek çok tarihi kayıt bulunmaktadır: Büyük İskender’in M.Ö. 334 yılında Troy u ziyaret ettiğinin  kaydedildigi gibi.

Truva kenti zaman içinde  vadinin su akıntıları nedeniyle kumlarla dolmasıyla günümüzde deniz  kıyısından uzaklaşmıştır. Ilium adlı şehrin,  Roma İmparatoru Augustos döneminde bu alanda kurulmuş olduğu bilinmektedir, ancak Ilium ticari önemini İstanbul şehrinin artan başarısı karşında yitirmiştir.

Bu alanda yapılan ilk kazıların sonucu pek başarılı değildir. İlk kazılar, Frank Calvert adında bir İngiliz arkeolog tarafından   gerçekleştirmiş ve daha sonra  Heinrich Schliemann  adında bir Alman arkeolog tarafından yürütülmüştür. Bu kazılardan elde edilen bilgilerde, dokuz farklı seviyelerde birçok yerleşim alanının, aynı yerde birbirleri üzerinde inşa edildiği anlaşılmıstır .

Schliemann yaptığı kazılarda, Truva orijinal şehirinden daha derin kalıntılara ulaşmıştır, farklı seviyeleri birbirine karıştırarak değerli antik malzemenin karışmasına neden olmuştur. Schliemann ın bu bölgede pek çok hazine bulduğu bilinmektedir, Priam Hazinesi bunlardan biridir, bu hazinenin parçalarını Berlin Müzesine satmıştır.

Son zamanlarda yapılan kazı çalışmalarında,  Truva şehrinin MÖ 1250 ye ait şehir duvarlarına ve şehri çevreleyen derin hendeklerine ulaşılmıştır. Bu bulgular, bu alanın hiç şüphesiz efsanevi Truva kenti olduğunun kanıtıdır.

Troya efsanesinde bahsi geçen, Odysseus’un Truva kuşatmasını nasıl  kırdığı hikayesi filimlere konu olmuştur.  Büyük  bir tahta at  yenilgiyi kabul ediyormuş gibi yapan Yunan ordusu tarafından şehir duvarlarının dışında yerleştirilir ve Yunan   filosu denize açılıp bölgeyi terkediyormuş gibi yapar. Atı ganimet olarak Truva şehrinin içine  sürükleyen Truvalılar atın içinde saklanan askerlerden habersizdir. Gece geç saatlerde askerler attan çıkar, Truva kentinin kapılarını açıp, gittigi sanılan askerlerin şehre girmesine yardım eder. Truva halkı, kralı Priamos ve ailesi öldürülür. Bu muhteşem şehir kurnazlık ve hile ile tarihte el değiştirir.

Günümüze taşınan “Hediyeler taşıyan Rumların sakının” ifadesi, Truva atı hikayesinden kaynaklanmaktadır.

Zamanlarda yapılan düzenlemelerle Truva açık hava müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Otopark ve hediyelik eşya dükanları düzenlenmiştir.

Truva kalıntılarının 1873 yılında keşfedilmesinden sonra , bu antik kent hızlı bir şekilde dünyanın en ünlü arkeolojik alanlarından biri haline gelmiş, önemli bir dünya kültür mirasıdır.

Alexandria Troas

Alexandria Troas antik kenti Dalyan köyünde olup Tavaklı ya gelen 13km uzaklıktatdır. Eski bir Yunan kenti olan Alexandria Troas, Büyük İskenderin komutasında olan Antigoneia Monophthalmus adlı bir komutan tarafından M.Ö. 306 yılında Ege kıyısında kurulmuş büyük kentlerden biridir. Kentin orijinal adının Antigonia olmasına rağmen bu Lysimachus tarafından Alexandria Troas olarak değiştirildiği bilinmektedir.

Alexandria Troas, Çanakkale ilinin Ezine ilçesi sınırları içinde yer alır. Truva antik kentine çok yakın olan Alexandria Troas ın bir çokları tarafından , Roma şehrinin  anası olduğuna inanıldığı söylenir.

Alexandria Troas Anadolu’da kurulan en büyük Yunan şehirlerinden biridir. Bu bölgenin en önemli limanlarından birine sahip olan  kentin nufusunun ihtişamlı zamanlarında nerdeyse 100.000 kadar olabileceği öne sürülmektedir. Burada üretilen granit sütunların Roma ve Roma İmparatorluğu’nun diğer şehirlerine gönderildiği bilinmektedir.

İmparator Konstantine, Bizansa karar vermeden önce Alexandria Troas kentini Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapmayı düşünmüş, daha sonra Bizansın adını  Konstantinopolis olarak değıştirmiştir. Konstantinopolis bugünkü adıyla İstanbul dur.

Roma döneminde önemli bir liman olan bu sehir, Tarsuslu Paul ve Antakyalı Ignatius tarafından ziyaret edilmiştir. Yıllar boyunca kentin önemi azalmış, Bizans döneminin sonlarına doğru kent yok olmaya bırakılmıştır.

Osmanlı döneminde, 14. yüzyılda Karasi Türkmenleri bu bölgeye yerleşmiştir. Yerli halk tarafından Eski Stambul olarak adlandırılan kalıntılar ve eski sütunlar yeni yerler inşa etmek için kullanılmıştır. Osmanlı sultanı Mehmed IV bu siteden taşınan sütunlarla Istanbul da Yeni Valide camiyi inşa ettirmiştir. 18. yüzyılda antik kenttin kalıntaları eşkıyalar için saklanma yeri olmuştur.

Daha sonraki zamanlarda site  bitkiler ve otlarla kaplanmıştır. Kentin taşları kaybolmuş ve kente ait izler silinmeye yüz tutmaya başlamıştır. Son yapılan kazı çalışmalarında, Bal Saray olarak adlandırılan hamam ve gymnasium kompleksi ortaya çıkarılmıştır.

Ziyarete açık olan bu site yaklaşık 400 hektar (1000 dönüm) kadar bir alanı kaplar. Ziyaretçiler bu alanda saray, tapınak, tiyatro, hamam ve daha yakın zamanda ortaya çıkarılan stadyum ve birkaç büyük yapının kalıntılarını görebilir.

Alexandria Troas açık hava müzesi tüm yıl boyunca, 08:00 17:00 saatlerinde ziyarete açıktır.