Bozcaada ( Tenedos )

Bozcaada, Çanakkale iline bağlı Ege Denizinde yaklaşık 2500 kişilik bir nüfusa sahip küçük bir adadır.  Yaz sezonunda bölgede bulunan yerli ve  yabancı turistlerin ziyaretleri yaz aylarında  ada nüfusunun büyük ölçüde artmasına neden olur.

Bozcaada’nın  ana geliri turizmin yanı sıra, şarap üretimi ve balıkçılıktır. Adanın yüzölçümü yaklaşık 39 kilometrekaredir. Geyikli İskelesinden düzenlenen feribot seferleri adaya ulaşımı sağlar. Yaz aylarında bir saat arayla düzenlenen feribot seferleri, kış aylarında daha seyrektir. Yaklaşık yarım saat süren geçiş, Ege denizinin binbir mavisinin sergisi gibidir.

Bozcaada  oldukça zengin bir arazi yapısına sahiptir. Dağlık ve kırsal arazi keçi ve koyun gibi çiftlik hayvanlarının yetiştirilmesi için elverişlidir.  Tarıma uygun alanlar buğday tarlaları, üzüm bağları ve zeytin ağaçları ile kaplıdır. Adanın batı tarafında bir çam ormanı vardır. Ada kendine özgün mimarisi ve plajlarıyla yoğun ilgi çeker.

Bozcaada tarihte Tenedos adıyla anılan eski bir Rum adasıydı. Ünlü Yunanlı şair Homeros un  İlyada ve Odyssey adlı eserinde Tenedos dan sözetmiştir.  Ada  1455 yılında  Ege Denizindeki  tek Türk adası olup, Osmanlı İmparatorluğu döneminde donanma üssü olarak kullanılmıştır.  Çanakkale Savaşı sırasında İngilizler tarafından işgal edilerek  ikmal üssü olarak kullanilmis olup, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Lozan Antlaşması ile 1923 yılında Türk Cumhuriyetine teslim edilmiştir.

Bozcaada Kalesi  adaya gelenlerin ilk feribottan gördükleri görkemli bir yapıdır. Kale ve limanın Fenikelilere kadar uzanan  bir geçmişi vardır. Fatih Sultan Mehmet döneminde kale yeniden inşa edilip bugünkü etkileyici halini almıştır. Bozcaada Müzesi adaya özgü eserleri, koleksiyonları, ada sakinlerinin hikayelerini, günlük yaşamlarından esintileri günümüze taşımaktadır. 17 yüzyıldan kalma  Köprülü Mehmed Paşa Camii görülmeye değer bir eserdir.

M Hakan Gureney tarafından kurulan Bozcaada Müzesi, bu kıyıların eşsiz hikayelerini anlatan eserleri sergileyerek bu güzel adayı daha yakından tanımamıza yardımcı olur ( www.bozcaadamuzesi.net ).   Üzüm Hasat Şenlikleri, Eylül ayında ada hayatına heyecan katar. Bozcaada’nın  kırmızı gelincik reçeli ünlüdür.  Adanın tepelerini süsleyen rüzgar türbünleri adanın  kendi enerji gereksinimi karşılamasını sağlar.

Her Çarşamba günü ada merkezinde kurulan pazarda, bölgede yetiştirilen meyve, sebze  ve her türlü gıda ürünlerinin yanı sıra giysi ve ev eşyalarınıda bulmak mümkündür.

Web sitesi: http://www.bozcaada.gov.tr/

Alexandria Troas

Alexandria Troas antik kenti Dalyan köyünde olup Tavaklı ya gelen 13km uzaklıktatdır. Eski bir Yunan kenti olan Alexandria Troas, Büyük İskenderin komutasında olan Antigoneia Monophthalmus adlı bir komutan tarafından M.Ö. 306 yılında Ege kıyısında kurulmuş büyük kentlerden biridir. Kentin orijinal adının Antigonia olmasına rağmen bu Lysimachus tarafından Alexandria Troas olarak değiştirildiği bilinmektedir.

Alexandria Troas, Çanakkale ilinin Ezine ilçesi sınırları içinde yer alır. Truva antik kentine çok yakın olan Alexandria Troas ın bir çokları tarafından , Roma şehrinin  anası olduğuna inanıldığı söylenir.

Alexandria Troas Anadolu’da kurulan en büyük Yunan şehirlerinden biridir. Bu bölgenin en önemli limanlarından birine sahip olan  kentin nufusunun ihtişamlı zamanlarında nerdeyse 100.000 kadar olabileceği öne sürülmektedir. Burada üretilen granit sütunların Roma ve Roma İmparatorluğu’nun diğer şehirlerine gönderildiği bilinmektedir.

İmparator Konstantine, Bizansa karar vermeden önce Alexandria Troas kentini Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapmayı düşünmüş, daha sonra Bizansın adını  Konstantinopolis olarak değıştirmiştir. Konstantinopolis bugünkü adıyla İstanbul dur.

Roma döneminde önemli bir liman olan bu sehir, Tarsuslu Paul ve Antakyalı Ignatius tarafından ziyaret edilmiştir. Yıllar boyunca kentin önemi azalmış, Bizans döneminin sonlarına doğru kent yok olmaya bırakılmıştır.

Osmanlı döneminde, 14. yüzyılda Karasi Türkmenleri bu bölgeye yerleşmiştir. Yerli halk tarafından Eski Stambul olarak adlandırılan kalıntılar ve eski sütunlar yeni yerler inşa etmek için kullanılmıştır. Osmanlı sultanı Mehmed IV bu siteden taşınan sütunlarla Istanbul da Yeni Valide camiyi inşa ettirmiştir. 18. yüzyılda antik kenttin kalıntaları eşkıyalar için saklanma yeri olmuştur.

Daha sonraki zamanlarda site  bitkiler ve otlarla kaplanmıştır. Kentin taşları kaybolmuş ve kente ait izler silinmeye yüz tutmaya başlamıştır. Son yapılan kazı çalışmalarında, Bal Saray olarak adlandırılan hamam ve gymnasium kompleksi ortaya çıkarılmıştır.

Ziyarete açık olan bu site yaklaşık 400 hektar (1000 dönüm) kadar bir alanı kaplar. Ziyaretçiler bu alanda saray, tapınak, tiyatro, hamam ve daha yakın zamanda ortaya çıkarılan stadyum ve birkaç büyük yapının kalıntılarını görebilir.

Alexandria Troas açık hava müzesi tüm yıl boyunca, 08:00 17:00 saatlerinde ziyarete açıktır.